şiir
2 Nisan 2013 Salı
Ümit Yaşar Oğuzcan'ın Oğluna Yazdığı Şiiri (Kendi Sesinden)
Galata Kulesi’nden atlayan şair oğlu: VEDAT
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın babası Lütfü Oğuzcan da şairdi.
Oğluna şiir yazmıştı:
"Bak dünya ne güzel, bu sitem niye,
Ettim ben adımı sana hediye.
Mutluyum ey oğul babanım diye,
Çarptırma hicvinle cezaya beni."
Baba Lütfü Oğuzcan’ın oğluna sitem etmesinin nedeni,Ümit Yaşar’ın sık sık intihara kalkışmasıydı.
Söylenenlere göre Ümit Yaşar 24 kez intihara teşebbüs etmişti! Ve ne yazık ki bu ruh hali nedeniyle evde huzur kalmamıştı.
Bir gün...
17 yaşındaki oğlu Vedat Oğuzcan, Galata Kulesi’ne çıktı ve kendini aşağıya bıraktı.
Rivayet odur ki, cansız bedeni yerde yatarken avucundaki káğıtta bir not yazılıydı: "Babaintihar öyle edilmez böyle edilir!"
Ümit Yaşar Oğuzcan,
22 Ağustos 1926 tarihinde Tarsus’ta doğdu. Eskişehir Ticaret Lisesi’ni bitirdi (1946); Türkiye İş Bankası’na girerek Adana, Ankara ve İstanbul’da çalıştı, otuz yılını doldurunca Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı görevinde iken, emekliliğini istedi, ayrıldı (Haziran 1977). İstanbul’da kendi adını taşıyan sanat galerisi kurdu.
Şiire 1940’da Yedigün şairleri arasında başlayan; 1975’te 33 şiir, 4 düzyazı kitabı, 13 antoloji ve biyografik eser, toplam 50 kitap çıkarmış bulunan, şiir plakları, şarkı sözleri ve yergileriyle tanınan Oğuzcan, günümüzün en popüler şairlerinden biridir. Genellikle Faruk Nafiz Çamlıbel duyarlılığında ve aşk, ayrılık, özlem temaları ekseninde çoğalttığı şiirini, 1973’te büyük oğlu Vedat’ın ölmesi üzerine, hayatın boşluğu, ölüm ve acı gibi derinliklere, öz ve biçim yoğunlaştırmalarına yöneltti. Şairlik başarısını, daha etkili, aruzla yazdığı rubailerinde gösterdi.
Bir Gün Anlarsın...
Uykuların kaçar
geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda
bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur
başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar
ne yastık.
Girmez pencerelerden
beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın
hayali,
Sigaradan derin bir
nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına
çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün
anlarsın.
Bir gün anlarsın aslında
her şeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin,
iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir
kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk
taş duvarlara.
Büyür gitgide
incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını,
çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün
anlarsın.
Bir gün anlarsın ne işe
yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden
geldiğini.
Uzun uzun seyredersin
aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden
günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için
burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün
anlarsın.
Bir gün anlarsın tadını
sevilen dudakların.
Sevilen gözlerin
erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat
geldi mi?
Düşer saçların önüne,
ama bembeyaz.
Uzanır, gökyüzüne
ellerin.
Ama çaresiz,
Ama yorgun,
Ama bitkin.
Bir zaman geçmiş
günlerin hayaline dalarsın.
Sonra dizilir birbiri
ardına gerçekler, acı.
Sevmek ne imiş bir gün
anlarsın.
Bir gün anlarsın hayal
kurmayı;
Beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi
çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o
korkunç geceyi.
Lanet edersin
yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa
yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür
kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o
gün anlarsın.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)